18 Ekim 2017 Çarşamba

Güncelleme #12 | Sürekli Geciktirdiğim Güncelleme

Herkese merhaba.
Umarım iyisinizdir. Ben ara sıra üşümem ve moral düşüklüğüm haricinde gayet iyiyim.
Uzun zamandır güncelleme yazısı yazmadığım için şuan ne yazmam gerektiğini bilmiyorum açıkçası.. Yazamama sebeplerimden bahsederek başlayayım o zaman. Evet, güzel bir konu.
İlk olarak taşınma olayları var. Ağustos'un ilk haftasında yeni bir eve taşındık. Aşırı stresliydi benim için. En ufak değişikliği bile genel olarak sevmeyen biri olarak zordu. Ama şuan ki evin diğer eve soranla 10 kat daha iyi oluşu alışmamı daha kolay hale getirdi.
Peki, Eylül'e kadar neden yazı gelmedi? Ağustos'tan Eylül'e kadar 2 ay internet bağlanmadı çünkü.
Evet, 2 ay internet bağlanmadı çünkü apartman çok yeniydi ve altyapıyı yapmaları çok uzun sürdü. Ama ilginç bir şekilde ölmedim??
Üçüncü sebebe geldik, hazır mıyız?
İsteksizlik ve piyano dersleri.
Şimdi, muhteşem piyano çaldığım söylenemez. Ama ilk haftalarda verilen parçalar ile şuan çalıştığım parçaları kıyaslayınca ilerleme var. Sorun yapabildiğimi düşündüğüm tek şey olduğu için kendimi gereksiz yere fazla sıkmak. Daha yeni doğru düzgün bir şeyler çalabiliyorum ama havaya giriyorum. Rezilsin tilki. :(
Ama şuan düzgün ama hızlı bir şekilde ilerlememin sebebi de bu kendimi sıkma olayı. Yanlış anlamayın piyano çalmayı gerçekten seviyorum. Daha önce klasik müzik hakkında hiçbir şey bilmeyen biri olarak şuan azıcık da olsa bir şeyler öğrenebiliyor ve çalabiliyor olduğum için çok mutluyum. Şunu da fark etmiş oldum, 11-12 yaşında gitar kursuna gittiğim zaman bu kadar eğlenmiyordum veya öğrenmek için bu kadar çabalamıyordum. Ancak sanırım o zaman daha iyi yapabildiğim şeyler vardı o yüzden.. (Ayrıca grup dersiydi ve 2 saatti, sizi bilmem ama ben 2 saat boyunca odaklanabilen biri değilim. 45 dakikalık birebir olan piyano dersinin bile son 5-10 dakikasını beynim yanmış bir şekilde geçiriyorum.)

Müzik demişken şu sıralar Wagakki Band'e bir miktar takmış durumdayım.
Her şey canlı konser videolarını izlemem ile başladı. Ne güzel izliyorum böyle, eğleniyorum. Bass gitarı çalan kişi ilgimi çekti, "Aaa ne tatlı bir kız!" dedim. Merak edip araştırdığımda ise erkek olduğunu öğrendim. Fate serisindeki Astolfo'dan sonra ikinci kere tuzağa düştüm.
İşin komiği Asa (Wagakki Band'in bass gitaristi) bayağı erkeksi bir sese sahip. Görüntü ve ses uyumu sıfır. Ama hala çok tatlı ve başarılı bulduğum bir insan. Grubu genel olarak aşırı sevdim.
Önceden de biliyordum ancak bu kadar ilgimi çekmemişti. Ancak canlı konser videosu sonrası birkaç röportaj da izleyince gerçekten ilgimi çekti. Sanırım bir süre takip etmeye çalışacağım. :''


Pekala, bu yazıyı en kısa zamanda bitirmem gerekiyor çünkü çok fazla fanlık yaptım, çok fazla konuştum. O yüzden yeter.
Bu yüzden kimsenin sormadığı ancak benim söylemek istediğim şeyden bahsedeceğim. Başlıktaki beyefendi kim? Ondan önceki Halloween Mari nerede? Tilki neden saçma sapan iş yapıyor?
Başlıktaki şahıs I-Chu isimli oyundan bir karakter. İsmi Saku Uruha, başlıktaki hali ise Halloween setinden(?) ve tesadüfen düşürdüm. Ancak unidolized, o yüzden hala bu şekilde değil. 
Mari ise gezmeye çıktı. Burada Love Live fanlığı yapmak istemiyorum. 100'ün üzerinde bir rank'ım var. Artık tam bir çöp sayılırım. Bu blogda çöplere yer yok. *kendini atar*
Tilki saçma sapan iş yapıyor çünkü bir insan olarak saçma sapan. Ayrıca kendini altından kalkamayacağı türden işlere sokmaya da bayılır. İnsanlarla yanlışlıkla/istemsizce flört eder falan filan. Sonra "Bunu neden yaptım?" der ancak iş işten geçmiştir.

Neyse, sonuç olarak ruh halim hala karışık. Bir üzgünüm, bir mutluyum, bir sinirliyim.
Kendimi stabil tutmam zor oluyor ancak üzerinde çalışıyorum. Olacak bir şeyler.
Artık kapanış vakti. Umarım bu en az benim kadar saçma sapan yazıyı okurken biraz olsun eğlenmişsinizdir.
Kendinize iyi bakın ve her şeyin bir gün iyi olacağına dair inancınızı yitirmeyin.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere~!