22 Temmuz 2015 Çarşamba

Animeli Mim?

Herkese merhaba~!
Gecenin bir saati yazmam ayrı bir mesele, işimin başımdan aşkın olması ayrı bir mesele. Her ne kadar boş boş oturuyor gibi olsa da beynimde onbin tane plan dönüyor.
Bunları geçelim. Shuu-san'a mimlediği için teşekkür ediyorum.
Umarım bu mim beni öldürmez.


1- İlk olarak animeye nasıl başladın ? Nereden öğrendin ?

Normal yollarla başladım? İlk başta nefret edip (geçerli sebeplerim vardı) sonradan hoşuma gitmişti.
Bir arkadaşımın anlatmasıyla öğrendim?


2- İlk izlediğin animenin adı ve konusu ne ?

7-8 yaşındayken izlediğim Yu-Gi-Oh! ve Pokemon'u saymıyorum.
Vampire Knight. Çoğu kişide gördüğüm için artık klasik bu. Ama iyi bir başlangıç animesi, ona lafım yok. Konuya gelirsek,
Yuuki Cross adında bir ana karakterimiz var. 5 yaşındayken bir vampirin saldırısına uğrayacakken Kuran Kaneme tarafından kurtarılır.
Cross Akedemisin'de güvenliği sağlayan iki kişiden biridir. 
Sonrası olaylar olaylar.

(Bir de mangayı okuyorum, terbiyesiz gibi. Pis Tilki. Azıcık güzel anlatsaydın ya!)

Arşivimde böyle bir şeyin varlığından bile haberim yoktu.

3- Çok güldüğün bir anime var mı ? Varsa adı nedir ?

Gintama!
Daha sonrasında da Level E geliyor, ama en çok Gintama.


4- Çok üzüldüğün bir anime var mı ? Varsa adı nedir ?

Shigatsu wa Kimi no Uso ve Kill La Kill'in son 4-5 bölümü falan. (Kill La Kill'de son bölümleri izlerken, Skype'de topluca ağlaşıyorduk.)


5- Favori animen nedir? 

Gintama, Psycho-Pass ve Evangelion. (Tamam tamam, pek aşırı fan derecesinde değilim ve bilgi konusunda çoğu kişiden zayıfım ama 3-4 defa izlesem sıkılmayacağım tek bu 3 seri var sanırım. Önemli olan bu!)


6- Bu sıralar izlediğin anime nedir?

Bu sıralar çok şey kaçırıyorum ben. Bir anime sitesi bakıp, ''Aaa bu gelmiş, izleyeyim.'' demeyeli kaç gün oldu bilmiyorum bile. Hetalia falan izliyordum en son ama türkçe altyazılı olanlar nedense ingilizce dublajlı olduğundan ve ben acayip sinir olduğumdan bıraktım.
İngilizce altyazılı alternatif bilenler lütfen yazabilir mi? ;w;


7- Anime mi yoksa manga mı tercih edersin?

Hızlı bir şekilde manga okumayı becerebildiğimden beri manga. Daha hoşuma gidiyor?


8- Sevdiğin live-action var mı ? 

Euuumm, hayır? Bir ara Ouran High School Host Club'ınkine bakmıştım da.. İstesem de beğenemiyorum. Olmuyor.


9- En sevdiğin anime türü nedir?

Psikoloji sanırım. İlk başladığım zamanlar doğa-üstü animeleri seviyordum da.. Bir yerden sonra sıktı.


10- En sevdiğin anime OST'u nedir?

Öncelikle.. Ost'larla pek aram yok. Yani.. Çok zengin bir şey olmayacaktır ama elimden geleni yapacağım!
Buna tapıyordum mesela. Anime de çıktığında yaşadığım duyguları anlatamam. *-*



Bir de bu var.. Hoş ama.. Değil mi?


(OST ararken bir anda kendini Unhappy Refrain'i dinlerken buldu. O yüzden
ost kısmı bu kadar.)

Bu kadar millet. :c
Ost konusunda cidden bilgisizim. Telefonumda yüklü olan iki ost'da bu. ;w;

~~~

Neyse, benim pekte ilginç olmayan mim'imi okuduğunuz için teşekkürler.
Mimleyebileceğim tek Kaiya var. Hadi çok sevgili çevirmen-san. OwO

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere~!

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Umibe no Onnanoko -Manga

Herkese merhaba.
Normalde Dengeki Daisy hakkında yazacaktım ama, peh. Pek başarılı olamadım ve 2-3 haftadır taslak halinde duruyor.
Hazır daha taze taze Umibe no Onnanoko'yu bitirmişken, çoğunlukla düşüncelerimi içeren bir yazı yazayım dedim.

Oyasumi Punpun'dan sonra psikoloji türüne daha çok düşkünleştim. İlk olarak Oyasumi Punpun'un mangakasınının -yani Asano Inio'nun diğer mangalarını okumaya karar verdim.

Türkçe çevirisi olan 3 tane mangası var, daha önce okumaya başladığım Oyasumi Punpun, Umibe no Onnanoko ve Nijigahara Holograph.
Açık söylemek gerekirse Nijigahara Holograph pek ilgimi çekmedi. (Ama yakın bir zamanda okuyacağım.) Bu yüzden konusu daha hoşuma giden Umibe no Onnanoko'yu okumaya başladım.



Konu basitçe;
Sevdiği erkek tarafından reddedilince duygusal bir yıkıntı haline gelen Koume, bunu atlatabilmek için uzun zamandır ona aşık olan Kosuke ile duyguların olmadığı bir seks partnerliği kurmaya karar verir. Ama bu tür bir ilişkinin hem kendileri hem de çevrelerindeki insanlar için beklenmedik sonuçlar doğurduğunu çok geçmeden ikisi de fark eder.
Şeklinde açıklanabilir.
Manganın smut içerikli (cinsel içerikli) olduğunu da söyleyeyim de sonradan ''Ay, neden söylemedin?!'' diyenler olmasın.

Mangaya ilk başladığımda tereddüt ettiğim şey türlerde smut olmasıydı zaten. Tamam, yaoi okuyorum, orada da seks sahneleri var. Ama çoğu olabildiğince üstü kapalı olduğundan beni fazla şoka uğratmıyorlar, ki ben o tür sahneleri çabucak geçiyorum. (Kuroneko'yu indirip okumaya başladığımdaki uğradığım şok.. Hatırlamak bile istemiyorum.)
Bu mangada ise -bana göre- gerçekçi bir çizim tarzı olduğundan okumaya korkmuştum biraz. Ama yine de, nedensizce gerildim bazı yerlerde. 

Smut kısmını geçersek, manga bana göre cidden hoştu. Kosuke çok hoşuma gitse de, çok pislik bir karakter. Küfür etmemek için kendimi zor tuttum.
Koume ise ayrı bir alem. Ama benim gibi daha çocuklardı kızdığım zamanlar, sonradan hoş karakterler oldular?
Hiçbir fikrim yok. (Spoiler vermek istemiyorum, sonuçta 20 bölümlük bir manga.)
Son olarak, türkçe çevirisi 10. bölüme kadar, yani birinci cilt çevirilmiş. Devam edecektir büyük ihtimalle.
İkinci cilti ingilizce olarak okudum ve rahatlıkla söyleyebilirim ki anlaması gayet kolaydı. Ahh, keşke konuşurken de bu kadar kolay olsa, neyse.

Bana göre okunabilecek bir mangaydı, iyiydi güzeldi.
Ama smut'dan iğrenenler için pek hoş değil. Yani sonuçta her ne kadar ben mangayı okurken smut kısmını biraz olsun görmezden gelip, karakterlere odaklansam da smut sonuçta.
Ana konu bu.

Ama hoşuma gitti.

Her neyse, yine eski odamdan yazmak beni yoruyor. İğrenç anılarla dolu çok sevgili odam..
Herkese iyi bayramlar (sanırım?) ve kendinize iyi bakın.
Görüşürüz~



14 Temmuz 2015 Salı

Togainu no Chi

Herkese merhaba~!
Abnormal-kei Joshi'nin editiyle çok meşgul olduğum halde tatil kısımlarımda bitirdiğim bir visual novel, Togainu no Chi.
Şunu söylemeliyim ki bu yazı bayağı uzun olacak. Genel olarak sadece oyundan bahsedeceğim. (Animeyi izledim ama hatırlamıyorum. Mangaya bakmadım bile.)
Elimden geldiğince ''aşırı'' spoiler vermemeye çalışacağım. Yine de ufakta olsa spoiler istemiyorsanız, dikkatli olun.
Oyunun PC versiyonunun kapağı.
Togainu no Chi, Nitro+CHiRAL'ın yapmış olduğu bir BL içerikli görsel roman -visual novel- idir. Ayrıca şirketin yapmış olduğu ilk oyunmuş.(Oyun normalde PC oyunu, ancak wiki'den öğrendiğime göre PS2 ve PSP versiyonları varmış.)

Oyun, ana karakterimiz Akira'nın mahkum hayatından kurtulması için ölümcül bir oyun olan ''Igura''ya katılması ile başlıyor.
Hedefi Igura'nın en güçlü kişisi olan ''Il Re''yi (İtalyanca ''Kral'') yenmektir. Ama tabii ki BL olduğundan işler pek yolunda gitmiyor.


Konuyu uzun uzun anlatarak sıkmak istemiyorum. Oyunda yeterince görüyorsunuz zaten. Ben daha çok karakterlerden ve oyunda bulunan sonlardan bahsedeceğim.

Öyleyse, devam edelim~

~




Oyunun ana karakteri olan Akira ile başlayalım. Soğuk ve arkadaş canlısı olmayan tavırları onu havalı gösteriyor.
Ama bana göre tsundere..
Akira'yı normal bir karakter olarak sevebilmemin en büyük nedeni ise bana güçlü bir karakter gibi gözükmesi.
Böğürüp, ''Eeeüğğğ, bana yardım edin!'' diyen ukelerden değil. (Öyle ukeler var mı bilmiyorum.) Elinden gelse adam bile öldürür.
Kendini güzel koruyor.
Bir de omurice seviyordu sanırım?
Ahh.. Cidden yaşlandım.






Eh, şey. Bu da Keisuke.
Oyunda kötü sonlarında belli bir sebepten değişen kişiliği harici pek ''sevemediğim'' bir karakter.
Keisuke, Akira'nın çocukluk arkadaşı. Onu önemsiyor, onu seviyor ve benzeri şeyler.
Tek kötü yanı fazla saf olması. Gerçi bu kötü mü bilmiyorum ama. Mieh..
Arkadaş canlısı, iyi, saf.
Bunların üçünü barındıran bir varlık. Keşke hep ikinci kötü son halinde kalsa demek istiyorum.
Ama diyemem.










Geldik oyunun en shota/bishounen karakterine!
Rin!
Aslında iyi karakter. Kıyafetleri falan çok hoşuma gidiyor.
Havalı.
Bir de, göründüğü gibi olmayan bir karakter..
(Shotalardan korkun..)
Rin, neşeli ve yardımsever bir karakter. Ayrıca bayağı da güçlü. Fotoğraf çekmeyi çok seviyor. Oyunda birkaç kere görüyoruz fotoğraf çektiğini
O da Il Re'yi yenmek istiyor, ama çok daha başka sebepleri var.









Gördüğüm anda bana birilerini hatırlattı. He he, tahmin edebilmişsinizdir kim olduğunu.
Bu karakter Arbitro, kendisi.. Garip biri.
Onun için düzgün bir kelime bulamıyorum.
Çünkü biraz garip zevkleri olan biri, Kau adında bir ''köpeğe'' sahip.
Ve kesinlikle ''normal'' biri değil.
Oyunun yöneticisi oluyor sanırım? O kısımlara çok dikkat etmedim üzgünüm.
İstese kötü adam olur, ki sanırım biraz öyle.
Açıkçası bu oyun resmen kötü adam algımı şaşırttı. Kim kötü adam onu bile bilmiyorum.







Soldaki Gunji, Sağdaki Kiriwar.

Geldik bu ikisine, ayrı ayrı tanıtmak yerine ikisini birden tanıtıyorum.
Neyse, sarı saçlı olan Gunji diğeri de Kiriwar.
Bu ikisi Arbitro'nun korumaları gibi bir şey, aslında daha çok infazcı diyebiliriz onlara.
Oyunda hile yapanları -veya yapmayanları- öldürüyorlar. Aslında gözlerine batan herkesi öldürüyorlar.
Fazla söyleyebileceğim şey yok haklarında.
Zaten rotaları da fazlasıyla kısa sayılır.







Geldik Motomi'ye.
Orta yaşlı sıradan bir adam. Ama aslında pek öyle değil.
Neyse, Motomi'yi genellikle sigara içerken falan görüyoruz.
Kendisi, information broker. (Bunu nasıl çevirmem gerektiğini bilemedim, ama bilgi dağıtmak ile ilgili bir şeyler?)
Normalde bu tip karakterleri pek sevmem ama Motomi'yi biraz sevmiş olabilirim.
Arkadaş canlısı olduğundan ve rota boyunca komik diyalogları olduğundan sanırım?










Bu da Shiki!
Tamamen siyah giyinen, silah olarak katana taşıyan ve Igura'nın en güçlüsü olan kişi.
Çoğu oyuncu Shiki'den korkuyor.
Gerçekten güçlü çünkü.
Bir de egoist bir kişiliği var. Buna artı olarak bayağı sadist diyebiliriz.
Ve abartısız serideki en havalı karakter olabilir!
Çünkü cidden çok hoş.
Neyse, fazla saçmalamadan gideyim ben.
*ağladı*


Geldik son karakterimize.
Birçok ismi var. N, Nano, Nicole.
Ama gerçek adını sadece Akira biliyor.
Ben ona Nano demeyi tercih ediyorum. Oyunu normalde gerçek sonu almadan bitirecektim ama Nano'yu oynamadan bitirmek içime sinmedi.
O yüzden diğer karakterlerin tüm sonlarını alıp gerçek sonu açtım ve..
Nano!
Aslında serideki favori karakterim diyebilirim. Shiki'nin havası ayrı da, bu adam daha ilgi çekici.
Bir anda belirişi, anlamakta zorlandığım bilmeceli konuşması. Ve Akira'ya sorduğu bilmeceler.. Fazla güzel?


~

Pekala, karakterleri kendimce tanıtmayı başardım. Ama her zamanki gibi batırdım, biliyorum. Yazı yazmakta hiç iyi değilim!


-Sonlar&Rotalar


Keisuke

Akira burada çok komik değil mi?
Tam bir tsundere. OwO
Keisuke'nin 3 tane sonu var. 2 tane kötü, 1 tane iyi.
Ben sadece kötü sonlardan bir tanesini beğendim. O da biraz kanlı olduğu için. (Spoiler sayılmaz bu!)
İlk aldığım son da Keisuke'nin iyi sonuydu. Küçük ekranda mouse oyun ekranında ise hızlı hızlı geçerken oyun kendi kendine seçim yapabiliyor. Sanırım bu yüzden. Ama kötü bir son değil, ehe.



Rin


Tek sonu olan karakterlerimizden biri. İyi mi kötü mü olduğunu söylemeyeceğim.
Ama oynarken azıcık şoka uğrayabilirsiniz.
Hele o sonu.. Rin'den soğuma potansiyeli oluşturan bir son.


Arbitro


Arbitro'nun da tek sonu var.
Ama gayet yeterli bir son. İki şey söyleyeceğim.
Ana karakterin acı çekmesini ve garip şeyleri seviyorsanız hoş bir son veya sadece gerçek sona ulaşmak için açmanız gereken sıradan bir son..


Gunji&Kiriwar

Çok fazla söyleyebileceğim şey yok çünkü çok olaylı bir şey yok. İkisinde de pek iç açıcı sonlar yok. Birinde sola gidiyorsunuz, birinde sağa gidiyorsunuz ve bam! Akira game over.
Kiriwar'ı pek sevmediğimden onu direkt atlayarak oynadım ama Gunji'nin hem tipi hemde sesi nedensiz hoşuma gittiğinden onu daha dikkatli oynadım.
Evet, şeyli.


Motomi


Bu rota kesinlikle oynanmalı!
Tamam belki, benim gibi Motomi'ye karşı ön yargınız olabilir belki ama oynayın. Gülerek oynadığım tek rota bu olabilir. Motomi cidden komik bir karakter.
Sanırım.
Her neyse!
Zaten o sondaki kare Dramatical Murder oynayanlara bir yerden tanıdık gelecektir.

Shiki


Keisuke gibi, Shiki'nin de 2 kötü, 1 iyi olmak üzere 3 tane sonu var.
Şimdiden söyleyeyim, Shiki'yi oynayabilmek için en azından önce Rin'i oynamanız gerek. Ne alaka diye sormayın aslında çok alaka.
Neyse, hani iyi sonun aslında kötü son olduğu anlar vardır ya. Bana göre Shiki'de de öyle, kötü sonlar cidden iyiydi. Fazla hoşuma gittiler.
Oynarken içimden sessizce fangirllüyordum, o derece.
(Burayı bolca saçmalıkla doldurmak istedim ama, yeter..)

Nano&Gerçek Son


Daha önceden saydığım tüm 11 tane sonu alıp, oyuna tekrar başladığınızda Nano için gereken seçenekler geliyor. Nano'nun iyi bir sonu var.
Gayette güzel bir son.
Bir de gerçek adını öğrenebilseydik.. Ah.. ah!

~~~

Sanırım bu kadar, kötü bir yazı olduğu için üzgünüm.
Elimden geleni yaptım.
Not kısmını okumayı unutmayın, kişisel düşüncelerime girmemeye çalışarak, birkaç tavsiye vb. şeyler yazdım.

Kendinize iyi bakın.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.


Notlar
  • Oyunu full ekranda oynamanızı pek tavsiye etmiyorum. Görüntü kalitesi biraz kötü olabiliyor.
  • Bazen endingleri almada problem olabiliyor. Yani belirli seçenekler çıkmayabiliyor. Belki de sadece bende olmuştur. Sonuçta yükleyeli uzun zaman oldu.
  • Togainu no Chi'de de takıldığım bir yer vardı o da kulak çizimleri, bazı yerlerde sorun olmuyor da çok dikkat ettiğinizde sinir bozucu oluyor.
  • Oyunu buradan indirebilirsiniz, çalıştırma kısmı biraz zor ama başarabilirsiniz! Yaparsınız!  
    Oyun artık Steam'de bulunmakta ancak tüm +18 içerik oyundan kaldırılmış durumda ve çeviriyi yapan şirketin sitesinden patch almanız gerekmekte. (Sırf bu yüzden sırf oyunu 5 yılın ardından, legal oynayabilmek amaçlı satın aldığım halde oynayamadım. Çünkü bu oyunu tamamlayan bir öğe +18 içerik..)
  • Rotalara daha rahat ulaşmak için bu rehbere bakabilirsiniz.
  • Bazı sonlar pek iç açıcı bitmiyor, hatta bazıları rahatsız edici olabilir. Dikkatli olun.
  • Oyunu oynamadan önce animeyi izlemek gibi bir hata yapmayın, lütfen.. Yapmayın. Oyunu oynayın, daha sonra isterseniz animeyi izlersiniz.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere~!